KAĞNILARIN ZAFERİ

KAĞNILARIN ZAFERİ

Zeki_Sarihan_portresi

Zeki Sarıhan

Batı karşısında 200 yıldır yenilgiden yenilgiye uğrayan, halkı yoksullaşan, topraklarının bir kısmına el konulan Türkiye halkının talihi 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz’la birdenbire döndü. Bu zaferin kazanılmasında elbette birçok neden bir arada sayılabilir. Ama hiç kuşkusuz bunların başında Türklerin son yurtlarını da kaybetme ve emperyalizmin kölesi haline gelme korkusuyla canını dişine takip savaşması gelir.

Mondros Mütarekesi‘nin imzalandığı 30 Ekim 1918’den sonra bir ara umutsuzluğa düşen Türkler, daha sonra cesaretini toplayıp silahlı bir savaşa girişmeye karar verdiler. Değilse, millet için var olma hakkının tanınmayacağını anladılar. Ancak milleti tek bir hedefte toplamak, yeni bir ordu kurmak kolay olmadı. 1921 yılının 13 Eylülüne kadar sürekli Anadolu’nun içlerine sürüldüler. Sakarya Zaferi ‘yledir ki, düşman kuvvetlerini durdurabildiler fakat istilacıları yurttan atmaya güçleri yetmedi. Bunun için bir yıl daha esaslı bir hazırlık yapmaları gerekiyordu.

Seferberlik ilan edildi. Bütün maddi kaynaklar ordunun emrine verildi. Böylece Batı Cephesi’nde 26 Ağustos 1922’de saldIrıya geçen Türk ordusunun mevcudu 208.000’e çıkarılabildi. Yunanların savaşçı güçleri ise 18.000 kişi daha fazla idi (225.000). Türklerin yalnız tüfek mevcutları Yunanlardan 3.000 kadar fazlaydı. (90.000’e 93.000). Fakat makinali tüfek sayılarında büyük bir oransızlık vardı. Türklerde 2.025 hafif makinalıya karşılık Yunan tarafında bu sayı 3.139 idi. Ağır makinalılarda Yunanlar lehine aynı dengesizlik vardı: 839’a 1.280. Yunanların ta Afyon cephesine getirebildikleri toplar bile Türklerdeki toplardan fazlaydı. 328 Türk topuna karşılık 418 Yunan topu.

Türkler yalnızca 10 uçağa sahipken Yunanlıların tam beş misli olan 50 uçakları bulunuyordu. 33 cankurtarana karşı ise 1.776 cankurtaran! Türklerin 298 kamyonuna karşı ise Yunanlıların 4.036 kamyonları vardı! Cankurtaranların sayısı arasındaki fark ise korkunçtu: 33 Türk cankurtarına karşılık 1.776 Yunan cankurtaranı…

Türkler Yunanların kamyonla ve cankurtaranla yaptıkları taşıma işini esas olarak arabalarla yapıyorlardı.

– 2.318 kağnı,
– 3.141 at arabası,
– 1.970 öküz arabası bu savaşın kahramanları gibiydiler. (Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi, İkinci Cilt, 6. Kısım, 2. Kitap, s. 13)

* Öte yandan, Türk ordusunun arkasında sosyalist dünya ile mazlum milletler bulunuyordu.

Ulusal kurtuluş savaşları ve sosyal devrimin kanunudur: İnsanla silah arasındaki ilişkide önde gelen insandır. Yani, silahlar eşitlendiğinde kim daha kararlıysa, bilinçliyse savaşı o kazanır… Silahlar eşit olmadığı zaman bile… Mehmet Akif bunu İstiklal Marşı’nda

“Garb’ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var” dizeleriyle ifade etmişti.

Kağnı, Kurtuluş Savaşı’nın simgesi gibidir.

Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ulus’ta Meclis’in baktığı Millet Bahçesi’ne bir kağnı heykeli diktirmeye karar vermiştir. Orada değilse bile birçok zafer anıtında kağnı bulunmasının nedeni budur. (Ayvalık, 27 Ağustos 2013)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir