Rifat SERDAROĞLU : MADDE ELLİ SEKİZ


MADDE ELLİ SEKİZ

portresi3

 

 

 

 

 

Rifat SERDAROĞLU

Başbakan Erdoğan, “Alkol Yasağı” ile ilgili olarak kendisine sorulan her soruya
şu şekilde yanıt veriyor;

“Anayasamızın 58 inci maddesi, Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden,
uyuşturucu maddelerden korumak için gerekli tedbirleri alır, diyor. Alabilir demiyor.
Yani emredici hüküm var. Biz Anayasamızın gereğini yapıyoruz.”

Başbakan Erdoğan’a tümüyle katılıyorum ve kendisinin nasıl bir
“Anayasa sever” olduğunu bildiğimden, bu konuda destekliyorum.
Fakat Türk Milletinin çoğunluğunun Anayasamızın 58 inci maddesini tam olarak bildiğini düşünmediğimden, önce neymiş bu 58 inci madde ona bir bakalım,
sonra devam ederiz.

Anayasa madde 58              : 

“Devlet İstiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda ve Devletin Ülkesi ve Milleti ile bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”

58 inci madde tam tamına – tıpatıp bu.

Başbakan nedense maddenin üstünü görmemiş, maddenin alt tarafı ile ilgileniyor.
Mademki Anayasamızın gereğini yerine getirdiğinizi söylüyorsunuz niçin gençlerimizi müsbet (pozitif) bilim yerine dinci eğitime yönlendiriyorsunuz?

Atatürk’ün adını dahi ağzınıza almıyorsunuz!

Atatürk İlke ve Devrimlerini yok sayıyorsunuz!

Devletin ve Milletin bölünmez bütünlüğüne kast etmiş PKK terör örgütünün önderi ile neyin pazarlığını yapıyorsunuz?

Avrupa’nın en büyük uyuşturucu kaçakçısı bir örgütün (PKK) liderini serbest bırakarak,
sağlıklı bir kuşağı nasıl yetiştireceksiniz?

Anayasamızın 58 inci maddesinin yalnızca alt tarafını gören Başbakan,
Anayasamızın 1-2- ve 3 üncü maddelerini neden görmezden gelmektedir?

Değerli Okurlar;

  • Başbakan Erdoğan’ın akıl-ruh sağlığı hakkında ciddi endişeler var.

Bir Başbakan, “Onlar yüz bin kişi toplarsa, ben milyon toplarım.” diyebilir mi?
Bir Başbakan, kendi ülkesinin insanlarını çatışma ortamına atabilir mi?
Bir Başbakan, ülkesinin insanlarını “Üç-Beş Çapulcu” diye nitelendirebilir mi?.
Bir Başbakan, “Benim muhatabım kim?” diye sorabilir mi?.
Bir Başbakan, muhatabının Türk Milleti olduğunu bilmiyor olabilir mi?.
Bir Başbakan, Anayasasının yalnızca işine gelen maddelerini sahiplenip,
öbürlerini çiğneyebilir mi?.
Bir Başbakan, “Ben tabanımın istemediği bir şeyi yapamam.” deyip,
kendini yalnızca kendi tabanının Başbakanı konumuna indirebilir mi?.

Başbakan Erdoğan’ın yönetiminde;

“Çözüm Süreci” denilen illetin ve Suriye politikasının Türk Milletine çok büyük zararlar vereceği, Dış Politika uzmanları tarafından ısrarla bildirilmektedir.
Taksim olayları sırasında Başbakan Erdoğan’ın diktatör benzeri şiddet uygulamaları, O’nun dış dünyadaki karizmasını çizmiş ve
“Dünya Erdoğan’a hayran” balonunu da patlamıştır.

AKP Hükümeti bu haliyle, rampa aşağı giden freni patlamış kamyona benzemektedir.

Varsa AKP içindeki deneyimli adamların, yoksa “Ulemanın” Başbakanı sakinleştirmeleri ve “kurşun döktürmek” dahil aklını başına almasını öğütlemeleri koşul haline gelmiştir.

Bu gidiş iyi değildir. AKP, Türk milleti ile kavga etmeyi bırakmalı ve kendine
çeki düzen vermelidir. Türkiye kimsenin babasının çiftliği değildir.
Kimse de şah ve padişah değildir.

Not: İzmir’in yeni Valisi;

Alsancak Plevne Bulvarında dün gece yarısı, elinde sopalarla kadınlara saldırıp döven hayvanlar kimler idi? Bu sorunun yanıtını bu gün İzmirlilere vermek zorundasınız. Vereceğiniz yanıt, “Devletin Valisi” olup olmadığınızın kanıtı olacaktır. Bir kez daha soruyorum. Kimdir bu hayvanlar ve bunları İzmirli kadınların üzerine kim salmıştır?

Sağlık ve başarı dileklerimle, 03 Haziran 2013

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
facebook.com/rifatserdaroglu35
0 532 211 00 11

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir