Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ‘nun Sağlığından Endişe Ediyoruz..

Dostlar,

Meslektaşımız Sayın Op. Dr. AYTEKİN ERTUĞRUL ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) arasında Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu hakkında gerçekleşen bir yazışmayı paylaşmak istiyoruz. Önce TTB’nin yazısı sonra da Sayın Dr. Ertuğrul’un değerlendirmesi..

Sevgi ve saygı ile.
4.12.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=============================================0

Sayın Op. Dr. AYTEKİN ERTUĞRUL,

Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu Türkiye’nin yetiştirdiği önemli bilim insanlarındandır.
Silivri cezaevinde yaklaşık 4 yıldır tutuklu bulunmaktadır. Önemli sağlık sorunları nedeniyle, üniversitelerin cezaevi koşullarında tutulmasının sakıncalı olduğuna ilişkin raporlarına karşın Adli Tıp Kurumu’nun aksi yöndeki raporu nedeniyle tutukluluğu
sürmektedir.

Yakın zamanda oğlunu bir trafik kazasında genç yaşta yitiren Prof. Dr. Hilmioğlu’nun cenaze için getirildiği Ankara’da geceyi ailesiyle geçirmesine bile izin verilmemesi, kamuoyunda ve hekimler arasında derin üzüntüye neden olmuştur. Oğlunu yitirdiktten sonra aşırı kilo kaybettiği ve sağlık durumunun daha da bozulduğu haberleri gelmektedir.

Türk Tabipleri Birliği kuracağı bağımsız bilimsel kurulla Prof. Dr. Hilmioğlu’nun
sağlık durumunu değerlendirmeyi ve raporlaştırmayı talep etmektedir.

Kamuoyunun dikkatine saygılarımızla sunarız.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi

===============================================

Sayın Fatih Hilmioğlu bir suç işlediği için orada değildir.

Bir kurgu sonucu tutuklanmıştır. Türkiye’de Egemenlik kayıtsız ve şartsız
Türk Milletinindir değil mi?

Biz de öyle bilirdik. Egemenlik kayıtsız ve şartsız Okyanus ötesindedir. 

Onun hastalığı yönünden tahliyesi değil, suçsuzluğu yönünden tahliyesi gerekir.
AKP iktidarı o kadar çok Anayasa dışı yönetim ortaya koydu ki, Türk milletine fazla gelen adliye binaları, hapishaneleri artık yetmez oldu.

Çare, Türk Milletinin AKP iktidarına demokratik yollarla son vermesidir.

Bildiriye gelince, “yetmez ama evet” diyoruz. 3.12.12

Op.Dr. Aytekin Ertugrul

Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ‘nun Sağlığından Endişe Ediyoruz..” hakkında bir yorum

  1. Rıza GÜNER

    NE YAZIK FATİH HİLMİOĞLU’NA GEÇMİŞ OLSUN DEMEKTEN BAŞKA YAPAC AK BİR ŞEY YOK!

    1969’da Malatya Turan Emeksiz Lisesi’nin öğrencisi de olan, bir grup Nur Talebesi, Alevi Edebiyat Öğretmen Kemal Abbas Altunkaş’ı önce kendilerine özel ders vermesi için kandırırlar… Sonra, çok kuvvetli bir uyuşturucu emdirdikleri bir sigara ikram ederler… Hoca sigarayı içer içmez, bayılır ve kendinden geçer… O durumda penisini keserler ve karakola götürür, “BİR ERKEK ÖĞRENCİSİNE TECAVÜZ ETMEK İSTERKEN…” iddiasıyla verirler…

    Sonunda, gerçek ortaya çıksa ve olayın NUR CEMAATİ TARAFINDAN TERTİPLENDİĞİ ANLAŞILSA DA; 1960’lı yıllarda yapılan Ahlak Mücadelesi zaferle sonuçlanmış, Nur Cemaati’nin önündeki en büyük engel olan Alevi Öğretmenlere çok büyük bir darbe vurulmuştur.

    Fatih Hilmioğlu’na, Kemal Abbas’ın Penisine Suikast anlatılmış ve kendisinin aşağı yukarı Kemal Abbas’ın durumunda olduğu, Üniversitede düzenlediği konferans ve panellerle bir kitlesel aydınlanma yapılamayacağı söylenmiş; dünyanın en büyük halifelik örgütlerinin kurulmasına, dünyanın en büyük Halifelerinin yetişmesine vesile olan CUMHURİYET DÖNEMİNİ, CUMHURİYETİN ULUS DEVLETİNİ SORGULAMAKTAN BAŞKA BİR AYDINLANMANIN MÜMKÜN OLMADIĞI HATIRLATILMIŞTI.

    Sayın op.dr. Aytekin Ertuğrul’un, okyanus ötesine suç yüklemesi ve ABD’yi suçlu çıkarmaya çalışması yanlış. 1960’lı yıllarda adı Nur Cemaati idi. Alevilere karşı Ahlak Mücadelesi yaptılar. 1970’li yıllarda çeşitli isimler altında Manevi Kalkınma Seferberliği yaptılar… Sosyalistleri ve devrimcileri de devlet ve toplum hayatından sildiler.

    1980’li yıllara doğru AĞIR SANAYİ HAMLEMİZ, SESSİZ VE DERİNDEN GİTME HAREKETİ olmak üzere iki hareket birden başlattılar ve devletin kilit noktalarına yerleştiler. Özgürlük ve Demokrasi Mücadelesi ve İleri Demokrasi Hareketiyle dipten gelen dalga oldular…

    Buna karşılık rakipleri, 10 Kasım 1938’te ölen Atatürk’le övünmekten, çoğu yanlış olan Cumhuriyet dönemi politikalarını savunmaktan başka bir şey yapamdılar…

    Ak Parti’yi ABD kurmadı. Sayın Aytekin Ertuğrul’un sandığı gibi ABD bir darbeyle iktidara getirmedi. Ak Parti, LAİK Cumhuriyet’in yetiştirdiği SÜNNİ DİN BÜROKRASİ tarafından kuruldu, girdiği her seçimi çatır çatır kazanıp iktidara geldi. ABD, daima kazanan ata oynadığı için Ak Parti’yi desteklemeye mecbur oldu.

    Hatta 1994’te ABD, Sayın Recep Tatyyip Erdoğan’a karşı, Sayın Zülfü Livaneli’yi desteklemişti. Ama Zülfü Livaneli seçimi kaybedince ABD desteğini yitirmişti.

    Cevapla

Rıza GÜNER için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir