Günlük arşivler: 23 Kasım 2012

Cemevi kararına direnme


Cemevi kararına direnme..

Yargıtay, Çankaya Cemevi Derneği’nin kapatılmasını istedi, yerel mahkeme ‘Alevilerin ibadet yeri’ kararında ısrar etti

Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, “Cemevleri ibadethane değildir” gerekçesiyle Yargıtay’ın Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nin kapatılması gerektiği yönündeki kararına direndi. Böylece, mahkeme cemevlerinin Alevilerin ibadet yeri olduğu yönündeki kararında ısrar etmiş oldu. Bu karar üzerine dosya Yargıtay Hukuk
Genel Kurulu’na gidecek ve son sözü burası söyleyecek.

Ankara Başsavcılığı, tüzüğündeki “cemevlerini ibadet yeri olarak” nitelendiren ifadeler nedeniyle Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında kapatma davası açmıştı. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı, “Cemevleri yüzyıllardır Alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür.
Derneğin tüzüğünde yazılı bulunan ‘Cemevleri ibadethanedir’ hükmü anayasanın
2. maddesine aykırılık taşımadığı gibi kanunlarla da yasaklanmamıştır” gerekçesiyle reddetmişti. Dosyayı görüşen Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oyçokluğuyla bozdu.

Yargıtay’ın bozması üzerine Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde cemevi davası dün yeniden görüldü. Yargıç Yaşar Eren, mahkemenin daha önce cemevi derneğinin kapatılmasının reddedilmesine ilişkin kararının gerekçesinin yerinde olduğunu belirterek, Yargıtay’ın derneğin kapatılması kararına direndi. Dosya, Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gidecek. Son kararı genel kurul söyleyecek.

========================================================

Dostlar,

Ülkemizdeki Sünni-Diyanetçi katı gelenek çelik çekirdek gibi duruyor..

Çok yazık..

İslam ve de onun Sünni mezhebi mi bu denli katı;
bizdeki kerameti kendinden menkul kimi mollalar mı??

Türkiye bunları aşmış olmalı.

Gerçek anlamda laikliğe de aykırı bu Cemevlerini ibadet yeri saymama uygulaması..
Tarihsel gerçekliği görmezden gelmektir..
Yargıtay’ın ilgili dairesine ne demeli bilinmez..
Direnen mahkeme yargıcına ve Yargıtay’ın ilgili dairesinde lehte karar veren
sayın yargıçlara teşekkür ederiz.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu ayıbı kaldırmalı.
21. yy’da hala Yezit anlayışının varlığı insanlık ve Türkiye adına acı verici, utandırıcı.

Cemevi sorunu AİHM’ne taşınmadan hızla çözülmeli..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 23.11.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Keşiş Dağı..


Dostlar,

Sayın Mustafa Aydınlı’nın lütfedip bize adadığı “Soruyur SALTIK” adlı içten şirini paylaşmıştık sitemizde. O sunumda Sn. Aydınlı’nın KEŞİŞ DAĞI adlı güzelim bir
şiir kitabından söz etmiştik. Bu lirik manzum dizeleri “Bir Yürek Çağıltısı” olarak nitelemiştik.  Sayın Aydınlı, bu şiir kitabına adını verdiği şiirini yollamış..

Sizinle keyifle paylaşmak isteriz.. Bu arada, Aydınlı öbür şiirlerini de gönderecek..

Teşekkür ediyoruz gönül dolusu..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 23.11.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

K e ş i ş D a ğ ı

Sizde yok ilhamım ey kuru dağlar 
Yüreğim sevgiyle hasretle çağlar 
Beni memlekete dostlarım bağlar 
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı. 

Ağacın yok, menekşen yok, gülün yok 
Nergisin yok, sümbülün yok, dalın yok 
Şahinin yok, ördeğin yok, kazın yok 
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı. 

Karlar eksik olmaz, senin başında 
İnsan donar olmuş, kara kışında. 
Keşiş dağı, Erzincan kaç yaşında 
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı. 

Keşiş dağı, ince, uzun bellerin 
Kırık kırık esse seher yellerin 
Hiç mi açmayacak taze güllerin 
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı. 

Keşiş dağı, erimez mi hiç karın 
Neden ötmez, çeşit çeşit kuşların 
Akıverse çağıl çağıl suların 
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı. 

Birleşir doruğun mavi bulutla 
Senden orman olmaz, ne de bir tarla 
Türkü yazdım sana bin ah-u zarla 
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı. 

Aydınlı, dağlara söyler durursun 
Bu dağlar yeşile dursa ne dersin 
Her türlü canlı sefasın sürsün 
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı.

Mustafa Aydınlı

Vatan sağolsun – Babam sağolsun ve Can Dündar’ın kritik uyarısı..


Dostlar,

Çok değerli bir site okurumuz aşağıdaki 2 görseli göndererek paylaşmamızı diliyor..

Biz de, kendisine teşekkür ederek  size sunuyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 23.11.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir valiz Dolar ve Beyefendi ile Baransu!

SABAHATTİN ÖNKİBAR

Bir valiz Dolar ve Beyefendi ile Baransu!

Mehmet Baransu’yu biliyorsunuz.

Taraf Gazetesi’nde yazan F tipine olan aşkı ve ilişkisi ile tanınan biri…
Balyoz tezgahında başrolde olan oydu çünkü çuvallar dolusu sözde belgeleri savcılara  o teslim etmişti.
Keza Şike olayında da o vardı.
Baransu gazeteci ambalajlı olmasına rağmen kimileri ona operasyon müridi diyor.
İşte bu Mehmet Baransu hatırlayın bir süre önce köşesinde bir AKP’linin İsviçre’den getirdiği bir valiz dolusu doların nerelere dağıtıldığını sormuştu.
O konu ile alakalı olarak daha sonra ne Baransu bir şey yazdı ne de genel medya olayın üstüne gidebildi.
Kimileri Baransu’nun bu konuyu deşmemesine, o dosya ile kendini korumaya aldı bile dedi.
Ve önceki gün:
Baransu, Beyefendi tarifi  ile Başbakan’ın MİT’e kendini izlettiğini söyledi ve bunu şikayetçi olduğu iki MİT görevlisi için soruşturma izninin verilmemesine bağladı.
İddia vahim, çünkü kapalı telefonların bile dinlenebildiği bir ortamda Başbakan iki ajanı Baransu’nun peşine niye taksın?
Yoksa Mehmet Baransu gerçekten çok şey biliyor da her ihtimal dikkate alınıp onu enterne  etme adına teyakkuza mı geçildi?
Baransu bu arada MİT’in kendini izleme kararını önceden öğrendiğini ve
MİT’çileri yakalatma adına iki kez tuzak kurduğunu bizzat kendisi anlatıyor.
Peki Baransu bütün bu bilgileri nereden öğrendi?
Muhtemelen Emniyet istihbarattan!
MİT ile Emniyet istihbarat arasında yaşanan çatışma değil midir bu ?

Hadisenin özeti şudur:

Malum Başbakan ile F Tipi arasında bir süredir birinci belirleyici olma bağlamında
ciddi bir sürtüşme var.
Başbakan, Hakan Fidan olayında rest çekmesine rağmen, F Tipinin örgütlendiği Emniyet ile yargının fazla üstüne gidemiyor çünkü F Tipinde kendisi ya da yakınlarına ait bazı dosyaların olabileceğinden korkuyor ki Baransu’nun bir valiz dolar yazısı aslında onun işareti gibidir.

Çankaya yolunda olan Erdoğan sürpriz bir vurgun yememek için açık bir savaş yerine  kendini öne atan Baransu’yu etkisiz kılmak istemiş olabilir.
Burada altı çizilmesi gereken, perde gerisinde dehşet şeylerin dolduğunun
artık saklanamaz noktada olmasıdır.

Öcalan önce villaya sonra Kürdistan’a!

Bir şey artık nettir ki bunu Adalet Bakanı bile saklamıyor.

  • AKP’nin Kürt meselesinde bundan sonra yegane ve
    mutlak muhatabı Öcalan’dır.

Açlık grevi olayında ona verilen insiyatif bu kararın kamuoyuna ilanıdır.
Dürüst olalım siz Öcalan’ın yerinde olsanız böyle bir tabloyu fırsata çevirmez miydiniz?
Öyle ya adam müebbetlik yani ölene kadar hapiste kalacak.
Soruyorum böyle birinin ilk ve temel şartı kendi özgürlüğü yani affı olmaz mı?

  • Hiç kuşkunuz olmasın çok sürmez,
    Öcalan önce kendisi için inşa edilen villa’ya çıkacak!
    Akabinde de af ve ver elini Kürdistan!

Olmaz demeyin böyle bir anlaşma olmasaydı Öcalan PKK, KCK ve BDP’ye
mektup yazıp açlık grevini bitirin der miydi?
Ama millet böyle bir affa karşı çıkar mı dediniz!
Hangi milletten bahsediyorsunuz!
Yahu Başbakan çok değil bir buçuk yıl önce “Kim bizim için Öcalan ile görüşüyor diyorsa şerefsiz ve alçaktır” demedi mi ve sonrasında “Evet müsteşar yardımcım benim emrimle gidip görüştü ve benim mesajımı götürdü” açıklamasını yapmadı mı?
Peki bunları duyan millet ne yaptı Erdoğan’ı taşa mı tuttu!
Göreceksiniz Öcalan’ı terörü bitirecek ve barışı yaratacak diye adam sunup salıverecekler ve bir de üstüne teşekkür edecekler.

Maliki ordusunun taaruzu ve Kürdistan’ın ilan günü

Dün Anadolu Ajansı aktarması bir haber.
Kaynak: Kürdistan Demokrat Parti Sözcüsü Havrami.
Şunu söylüyor:
“Maliki 100 bin kişilik ordu ile üzerimize geliyor.”
Açıklamanın hemen akabinde çatışma ve ölüm haberleri.
Peki bütün bunların okuması ne midir?
Kuzey Irak’taki federe Kürt Devletinin resmen bağımsızlık  ilanının eşiğinde olmasıdır zira bundan böyle Irak’ta birlik olamaz.
Bu gelişmelere paralel Türkiye’deki son tabloya bakalım:
Tayyip Erdoğan Başkanlık  teklifini TBMM’ye sundu ki, Başkanlık demek Federasyon demek.
Yeni Anayasa  görüşülüyor.
Öcalan tam da bugünlerde toplu ölümleri engelleyen kahraman imajında!
Kürtçe ise resmen Türk mahkemelerinde!
Ve Belediyeler yasası tamam!
Irak’ta olanlarla Türkiye’deki son gelişmelerini zamanlama  olarak örtüşmesi harita ve rejim değişikliklerinin habercisi değil midir?

Palavrayı bırak, Kürecik Radar Üssü’nü kapat!

Adam sanki Türkiye’nin değil de Gazze’nin Başbakan’ı!
Dünkü grup konuşmasına Gazze ile başladı Hamas ile bitirdi.
Bir saat boyunca PKK ve onun iki gün önce şehit ettiği 5 kahraman ile ilgili tek bir sözü yok.
Ne bir  minnet ifadesi ne de rahmet gönderme!
Türkiye bölünüyor onun derdi ve gündemi Gazze !
Vatanı sanki Türkiye değil de Arap çölleri!
Ariel Şaron’a savaş suçlusu derken Öcalan’ı ağzına almıyor.
Belli ki O’nu farklı görüyor.
Düşünün elin Arabı için Obamalara telefonlar açarken PKK terörü için 10 yıldır böyle bir teşebbüse bile girmedi.
Peki Gazze söyleminde samimi mi?
Değil, Gazze’yi de istismar edip kullanıyor zira samimi olsa İsrail’i koruma adına Malatya’da dikilen radar üssünü kapatmaz mıydı!
(AYDINLIK, 21 Kasım 2012)

==========================================

Teşekkürler yürekli ve yurtsever gazeteci Sabahattin Önkibar..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 23.11.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Perinçek: Ergenekon’da yöneticileri bilen doğrulayan tek bir tanık yok!

Perinçek:

Ergenekon’da yöneticileri bilen doğrulayan tek bir tanık yok!

Ergenekon davasına, tutukluların tanık beyanları hakkındaki ifadeleriyle
devam edildi. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “iddia edilen Ergenekon örgütünün yöneticilerini bilen, doğrulayan tek bir tanık olmamasına” dikkat çekti. Perinçek, “suçlu yok, çünkü örgüt yok.” dedi.

Perinçek: Ergenekon’da yöneticileri bilen doğrulayan tek bir tanık yok
Ergenekon davası, tutukluların 4 yıl boyunca dinlenen tanık ifadelerine karşı yaptıkları 15’er dakikalık savunmalarla devam etti.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek,
iddia edilen örgütü doğrulayan
tek bir tanık ifadesi olmadığını vurguladı.İddia edilen Ergenekon örgütünün yöneticilerini bilen, doğrulayan tek bir tanık ifadesi yoktur. Şu anda salonda tek bir suçlu yoktur. Çünkü örgüt yok.
  • Ancak Türkiye’de bir gladyo vardır.
– 1977’de Taksim’i,
– Çorum’u,
– Maraş’ı kana bulayan,
– Uğur Mumcu’yu,
– Eşref Bitlis Paşa’yı,
– Ahmet Taner Kışlalı’yı katleden
bir örgüt, gladyo var.Hiçbir dönemde darbelere sıcak bakmadığını kaydeden Perinçek,

Türkiye halkının devrimcisi” olduğunu ifade etti.15 aydır tutuklu yargılanan emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, “2 dijital belgede ismim geçtiği iddiasıyla tutuklu yargılanıyorum. TSK’daki en genç amiraldim, en erken
emekli olan amiral oldum.” dedi.

Emekli Yüzbaşı Zekeriya Öztürk, ifadesi sırasında Gizli Tanık İmdat’ın kimliğini açıkladı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel “Sanık, gizli tanığın kimliğini açıklayarak suç işlemiştir. diyerek müdahale edilmesini talep etti. Başkan Hasan Hüseyin Özese de
“suç işlediğiniz diyerek Öztürk’ün mikrofonunu kapattı. (ulusalkanal.com.tr, 21.11.12)