Günlük arşivler: 16 Ekim 2012

Suay Karaman; AĞLAMAK..

AĞLAMAK

Suay Karaman

Terör sorunu yine ülkemizin gündeminin ilk sıralarındadır. PKK terör örgütüne açık ya da gizli destek verildiği sürece, bu sorun içinden çıkılmaz bir duruma getirilecektir.

On bir yıl önce “Ergenekon Terör Örgütü” şemasını hazırlayan ve son kararnameyle Siirt’ten Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne atanan Recep Güven’in, “Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz.” söylemi, “birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclisi toplayamayız” diyen AKP’li Hüseyin Çelik’in sözlerinin devamı niteliğindedir.

Emniyet Müdürü Recep Güven’in 7 Ekim 2012’de, Diyarbakır Polis Evinde gazetecilerle yaptığı toplantıda söyledikleri ilginçtir:

“Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz. Benim yitik evladım dağa çıkmış. Keşke ulaşabilseydim ona normal bir hayat sunabilseydim diye ağlarım. Ağlarım yani… Her teröriste de içim ezilir. Bir çocuk dağa çıkıyorsa herkesin bunda payı var.”

Anlaşılan Diyarbakır Emniyet Müdürü de, kendisini destekleyen Bülent Arınç gibi, sık sık ağlamak ihtiyacındadır. PKK terör örgütünün öldürdüğü binlerce insanımıza, yaraladıklarına, sakat bıraktıklarına ve geride kalanlarına ağlamak akıllarından geçmeyen bu ‘sürekli ağlayanların’ söylemlerindeki amaç, ayrışmayı körüklemektir. Böyle bir anlayışla ülkenin birlik ve bütünlüğü sağlanamaz.

Amacı insan öldürmek olan teröristlerin, amacı devleti ve masum insanları savunmak olan güvenlik güçleriyle eşit görülmelerinin tartışıldığı bir ortamda, PKK terör örgütü 9 Ekim 2012’de Şırnak ve Diyarbakır’da okulları basıp, öğretmen ve öğrencileri yaraladı. PKK terör örgütü, 11 Ekim 2012’de de Tunceli-Pülümür karayolunda yol keserek, bir yolcu minibüsünü durdurmak istemiştir. Araçtan inerek PKK terör örgütü üyeleriyle çatışan polis memuru, bir teröristi öldürüp, diğerini de yaralamıştır. Daha sonra yaralı yolcuları ve şoförü araca alarak, Tunceli’ye götüren bu polis memuru hakkında, minibüs şirketi yetkilileri tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Teröristin gerçek niyetini anlayamadan yalnızca ağlamak, terörü beslemek anlamına gelmektedir.

Açılım yapıyoruz” diyerek, teslim olmak için gelen PKK terör örgütünün üniformalı teröristlerini zafer işaretleriyle Habur sınır kapısında sevinç gösterileri ile karşılayanlar arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin hakim ve savcıları da bulunuyordu. Kurulan çadır mahkemesinde şeklen yargılanarak, propaganda yapıp evlerine uğurlandılar. PKK terör örgütünün başına “sayın”, şehitlere “kelle” diyenlerin ve Oslo’da terör örgütüyle gizli görüşmeler yaptıranların olduğu bir ülkede, terörle mücadele edilemez.

Öncelikle devletin terörle mücadele politikası olması gerekir. Asker dağda teröristle mücadele ederken, bölgede işsizliği önlemek, dağa çıkışlara engel olmak, terör örgütüne yapılan iç ve dış desteği kesmek için etkin politika üretmek gerekir. Bunların yerine siyasi iktidar yaptığı sivil darbe ile, terörle mücadele eden ya da etmiş olan generalleri, subayları sahte belgelerle hapse yollamış ve ceza vermiştir.

Yanlış politikalar sonucunda terör sorununu içinden çıkılmaz bir duruma getirenler, ülkemizdeki yoksulluk, açlık, işsizlik, yolsuzluk, talan, hukuksuzluk, savaş tehlikesi gibi büyük sorunları bir kenara iterek, milletvekili seçilme yaşının 18 olması ve silah altındaki askerlerin de, seçimlerde oy kullanması önerileriyle gündeme gelmektedirler. Bu önerilerin hiçbir değeri yoktur, yalnızca dikkatleri başka yönlere çekmek için planlanan emperyalist oyunların bir parçasıdır.

Deliğe süpürülmekten korkanlar ve büyük işgal projesinin eş başkanı olmakla övünenler, yurtseverlere karşı zulüm yaparken, PKK terör örgütüne ve yandaşlarına ses çıkaramamaktadırlar. Siyasal iktidarın artan terör olaylarındaki sorumluluğu büyüktür. Terör konusunda gerekli önlemleri almayan siyasilerin ve sorumluların, görevlerini yapmadıkları, ülkemizi karanlığa ve batağa sürükledikleri için utançlarından ağlamaları gerekir.

İlk Kurşun Gazetesi, 15 Ekim 2012.

MESELE VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR..

Dostlar,

ADD Viyana Şubesi önceki başkanı dostumuz Sayın Erol Güçlü, özlü bir ileti yollamış..

Aşağıda paylaşıyoruz :

– ARKAMDA YÜRÜME, YOL GÖSTERMEYEBİLİRİM. ÖNÜMDE YÜRÜME, ARKANDAN GELMEYEBİLİRİM. YANIMDA YÜRÜ VE DOSTUM OL. / Albert CAMUS

– SUSMAK, APTALLARIN ERDEMİDİR. / Francis BACON

– ABD, ARADA UYGARLIĞI YAŞAMADAN, BARBARLIKTAN YOZLUĞA GEÇEN TEK ÜLKEDİR. / Oscar WILDE

– BÜTÜN YÖNETİMLERDE, YOZLAŞMA HEMEN HER ZAMAN İLKELERİN YOZLAŞMASINDAN BAŞLAR. / Charles de MONTESQUIEU

MESELE VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR.
Mustafa Kemal ATATÜRK

– BUGÜN BİZİM İÇİN 11 KASIM 1938 dir. / Osman PAMUKOĞLU,
HEPAR Genel Başkanı, 4 Eylül 2008 – Anıtkabir Özel Defteri

Her şeye karşın her koşulda mücadele eden Sivil-Asker KEMALİN ASKERLERİne saygılarımla. 16.10.12, Erol Güçlü

* * * * * * * *
Sayın Erol Güçlü’nün Viyana Şubesi Başkanı olduğu yıllarda, biz de ADD Genel Başkan Yardımcısı olarak bir yurtdışı gezimizde, Almanya’da bir dizi ADD Aydınlanma konferanslarımızın ardından, nazik çağrıları ile Viyana’ya geçmiştik..

– Türkiye`deki Güncel Sorunlar ve Atatürkçülere Düşen Görevler.
Almanya / Duisburg ADD, 09.06.06
– Globalizm ve Güncel Gelişmeler. Almanya / Bielefeld ADD, 10.06.06
– Emperyalizm Türkiye’den Ne İstiyor? Almanya / Wuppertal ADD, 11.06.06
– Batı (AB+D) Türkiye’den Ne İstiyor? Avusturya / W. Neustade ADD, 13.06.06
– Türkiye`de Güncel Gelişmeler. EuroTürk TV ile söyleşi, 14.06.06

2 konferans düzenlemiştik Avusturya’da. İlki W. Neustade’de idi, 13.06.06 günü.
Konumuz, “Batı (AB+D) Türkiye’den Ne İstiyor?” idi.
Yansılar eşliğinde sunumumuz epey ilgi toplamıştı.

Ertesi gün 14 Haziran 2006 idi.. Tıbbiyeden (İstanbul Tıp Fakültesi) mezun oluşumuzun 30. yılına giriyorduk.

Erol bey ve arkadaşları ateş gibiydi.. Soyadı gibi “güçlü” idiler..

Yeni taşındıkları şube binasında pek çok eksik vardı ama bir avuç Türk yurttaşımız arılar gibi özveri ile koşturuyorlardı.. Zamanla yarışılarak şube yerleşimi konferans için enaz (asgari) yeterliğe kavuşturuldu. O akşam biz de görseller eşliğinde,

“Batı (AB+D) Türkiye’den Ne İstiyor?”

başlıklı konferansımızı Viyana’da yineleyerek sunduk..

Erol bey, Viyana’da yayın yapan EuroTürk TV’de bize program olanağı da sağlamıştı.

Akşam Viyana kırsalında doğa içinde bir lokantada dostlarla, enfes şaraplar eşliğinde yemekte idik. İşadamı Sayın Edip Bayezit hoş sohbeti ve ev sahipliği ile geceye damgasını vuruyordu.

Viyana Şubesi Başkanı dostumuz Sayın Erol Güçlü ve Şube yönetimindeki arkadaşlarımızın konukseverliğine sınır yoktu..

Bir yandan da ADD Genel Başkanlığı için seçim kampanyamız Türkiye’de sürüyordu.

İlginç gelişmeler olmuş, sağ kolu olarak birlikte çalıştığımız Genel Başkanımız Sn. Ertuğrul L. Kazancı, aramızdaki centilmenlik anlaşmasını bozarak, bizi desteklemek yerine “yeniden” 3. kez aday olmuştu.

Bir de, seçime 15 gün kala, emekli Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ADD’ye üye olmuş ve hemen takımını (ekibini) kurarak genel başkanlığa aday olmnuştu!..

Kendilerini zorlukla Bodrum’da bularak cep telefonu ile konuşmuş ve Ankara’da mutlaka görüşme dileğinde bulunmuştuk.. Bu olanağı bize vermedi Sn. Eruygur.

Genel kurulda uyarımızı çok açık yaptık; ADD için “uygun” olmayacaktı bu proje..
Gerekçelerini apaçık ortaya koyduk, bu yüzden epey sert tepki de aldık..
Seçimde 3 genel başkan adayından hiçbirimiz yeterli çoğunluk sağlayamadık.

Sonrası biliniyor.. 1 Temmuz 2007 operasyonu ve Sn. Eruygur’un tutuklanması! ADD’ye operasyon.. El konan bilgisayar ve evraklar..

Erol Güçlü kardeşimiz bizi böyle gerilere götürdü..

Paylaşalım istedik..

Yeri geldikçe bu konuya ilişkin ayrıntıları da yazmak isteriz.

Sevgi ve saygı ile.
16.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

39 km Yüksekten Atlama Rekoru !

Dostlar,

Önceki gün ABD’de gerçekleştirilen 39 km yüksekten atlama deneyi oldukça önemli..

Tıp açısından değerli bilgiler sağlayacak bilim dünyasına.

Felix Baumgartner 43 yaşında bir eski pilot.

“Korkusuz Felix” olarak nitelendiriliyor yabancı yayınlarda.

Baumgartner çok ciddi riskler aldı..

Örn. özel giysisinde minik bir iğne deliği çapında zedelenme anında ölüm demekti.

Serbest düşme sırasında ses hızını 1,24 kat aştığında (1,24 mak) bilinç yitimi yaşayabilirdi. Dolayısıyla zamanı gelince paraşütünü açamayabilirdi.
Yeryüzüne yaklaştığında serbest düşme hızı 50 m/sn’ye dek inmişti ancak paraşütü açılmadan yere çarpması durumunda bedeni darmadağın olabilirdi.

Deney boyunca oksijen tüpünde bir sorun doğması da Felix’in boğularak ölmesi demekti..

……

Neyse.. tehlikeli ve kritik deney büyük başarıyla sonlandı.

İnsan bedeninin basınç ve hız karşısında direnç davranışı test edildi.

Ancak, uzayda ışık hızı ile yolculuk için daha çok fırın ekmek yememiz gerek.

Felix ses hızının (340 m/sn) 1,24 katına ulaştı ama ışık hızı (300 bin km/sn) havada ses hızının neredeyse milyon katı..

İnsan, Büyük ATATÜRK‘ün bilim hakkındaki değerlendirmelerini ve eylemlerini anımsamadan geçemiyor :

– İnsanlıkta dine ilişkin duygular, bilimin ve tekniğin ışıklarıyla dupduru olup yücelmelidir.
“Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!”

    ” Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır… zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur…

    Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.”

(1933, Cumhuriyet Bayramı Açılış Konuşmasından)

******

24 mil yüksekten atlama deneyini fotoğraflarıyla, 8 sayfa olarak, formatını korumak üzere pdf olarak sunuyoruz (metin İngilizce..)

Görnek için lütfen tıklar mısınız ??

39_km’den_atlama_Faster_than_the_speed_of_sound

Sevgi ve saygı ile.
16.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Dünya Gıda Günü, 16 Ekim.. : AÇLIK NEDENLERİ..


Dostlar,

BM (Birleşmiş Milletler) FAO (Gıda ve Tarım Örgütü – Food and Agriculture Organisation) her yıl 16 Ekim’i “Dünya Gıda – Beslenme Günü” olarak işliyor.
Bu gerekçeyle size kimi fotoğraflar, çizimler sunmak, birkaç soru sormak istedik.

3 kritik soru :

    1. Neden her 7 insandan 1’i aç?

    2. Neden her 5 ölümden 1’inin nedeni açlık?

    3. Neden açlık azalmayıp artıyor??

Küresel kapitalizm bu şeytan üçgeninin neresinde ?

Sevgi ve saygı ile.

16.10.12

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

====================================================================

Dünya Beslenme-Gıda Günü..
FAO : 16 Ekim 2012

Dünya Açlık Haritası, FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü)

Açlığın ana nedenleri..
(Başbakan neden nüfus artışını teşvik ediyor??)

Halk Sağlığının 4 Temel Belirteci
(Türk halkı sağlıklı sayılabilir mi bu bağlamda??)

Irak’ın işgali için 4 x 4’lük nedenler..
(Emperyalizm Irak pastasını yiyor.. Türkiye’ye ne düştü bölünme riski dışında?)

KüreselleşTİRme = Yeni Emperyalizm dünyada açlığı artırıyor..

Neden dünyadaki her 7 insandan 1’i aç??

Kurban bayramı geliyor.. Aşağıdaki verilere göre gene de 3 milyon dolayında kurban kesecek miyiz? Eldekileri de tüketirsek nereye varırız?

Ya da gırtlağımıza dek borçlu iken ithal hayvandan kurban olur mu?

Kurban yalnızca hayvan kesmek anlamında mıdır, yoksa Tanrı’yı hoşnut edecek özverili bir davranışta bulunmak mıdır??

Ne yapmalı ??

Sevgi ve saygı ile.

16.10.12

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net