Yılmaz Özdil: ‘PKK’yı bizim AKP kayırıyor’

Yılmaz Özdil: ‘PKK’yı bizim AKP kayırıyor’

Durun hemen celallenmeyin öyle…
Anlatalım hele.

Her şey Oslo’da başlamıştı, 2005’te.

*

Başbakan Erdoğan, ilk kez Oslo’ya gitmiş, parlamento binasından çıkarken, kapıda Apo posterleriyle bekleyen PKK’lıların yumurtalı saldırısına uğramıştı. Haliyle, bu güvenlik rezaletine çok sinirlenmiş, çirkin hadiseyi armut gibi seyreden Norveçli yetkililere bağırarak “Türkiye’ye gelseniz biz sizi böyle mi koruruz?” demişti.

Halbuki, Norveçli yetkililerin Türkiye’de korunmasına hiç ihtiyaç yoktu. Bizzat PKK koruyordu. Pek sevişiyorlardı. Mesela… Başbakan’ın Oslo’da yumurtalı saldırıya uğramasından sadece bir ay önce, Norveç’in Ankara Büyükelçisi Hans Wilhelm Longva, Diyarbakır’da Nevruz’a katılmış, PKK bayrakları altında halay çekmiş, biji PKK sloganları eşliğinde zafer işareti yapmış, “bunları, Türkiye’nin demokratikleşme yolunda ilerlemesi, aynası olarak görüyorum, çok pozitif bi hava aldım” demişti.

Bugün, Oslo’da masaya oturmamızı ayakta alkışlayan gazteci kılıklı liboş arkadaşlar, büyükelçiyi yerden yere vurmuş, “PKK’nın hamisi” ilan etmişti.
Hatta, belden aşağı inilmiş, 65 yaşındaki diplomatın, göbeği itibariyle fıçıya benzediği, saçlarının peruğu andırdığı, Ankara’daki kokteyllerde güzel gazeteci kadınlara sulandığı yazılmıştı. İsmi lazım değil, hükümetimize çok yakın bi gaztenin genel yayın yönetmeni ise, köşesinde şunları döşenmişti: “Norveç’e dikkat… Ankara, dost ve müttefik görünüp, aslında ikili oynayan Norveç’in, PKK konusunda ne dolaplar çevirdiğinin farkında!”

Breh breh breh.

Büyükelçi baktı ki, ha bire arkasından atıp tutuyorlar, Akşam gazetesine röportaj verdi. Ne dedi biliyor musunuz? Başlıktaki cümleyi söyledi…

“Norveç hükümeti, PKK’ya asla destek vermiyor.
Bizim Norveç’te AKP diye marjinal bi parti var,
sizin PKK’yı bizim AKP kayırıyor” dedi!

Norveç’te hakikaten AKP diye bi parti vardı. Arbeidernes Kommunist Parti… Türkçe değil, Norveççe kısaltılmışı AKP’ydi. Bizim gazteciler derhal internete koştu, tıklayıp baktı ki, kabak gibi AKP yazıyordu.

Büyükelçi…
Hem, Türk basınıyla alay ediyor, hem de bizim AKP’ye gönderme yapıyordu.

O gün, milat oldu.
Adeta sihirli değnek değdi, büyükelçiyle ilgili haberler, yorumlar bıçak gibi kesildi.

İyi de birader… Kimdi bu büyükelçi?

Saçının stili, göbeğinin şekli bile yazılmıştı ama, kim olduğu yazılmamıştı. Ya hiç kimse merak etmiyordu, ya da cızzz’dı.

Çünkü… O büyükelçi, Filistin’le İsrail’i Oslo’da masaya oturtan adamdı!

Evet… Rahmetli Arafat, kendi halkına çaktırmadan, kapalı kapılar ardında İsrail’le nasıl görüşebilirim diye, İsrail’in petrol kankası Norveç’ten yardım istemiş, Norveç de Hans Wilhelm Longva’yı görevlendirmişti. Uzun yıllar Kahire’de çalışan, Kuveyt Büyükelçiliği, Ankara Büyükelçiliği, bizden sonra da tesadüfe bak, Şam ve Beyrut Büyükelçiliği yapan, Ortadoğu uzmanı diplomat… Filistin’le İsrail arasındaki
“sen ateşkeş ilan et, sen de toprak ver” anlaşmasının, “Oslo süreci”nin mimarıydı.

Gene bi tesadüf işte, geçenlerde televizyona çıkan bi istihbarat uzmanı, ahalimizin yeni öğrendiğini, PKK’yla ilk temasın 2006’da kurulduğunu söylüyordu…
Yumurtalı saldırıdan bikaç ay sonra.

2005’te Oslo’da yumurta.
2006’da buluşma.
2012’de Oslo’da masada.

Derseniz ki…
Nasıl oluyor da oluyor?
E, söylemişti büyükelçi…
Bizimle hiç alakası yok, Norveç’teki AKP’nin başının altından çıkıyor!

(Hürriyet, 29.9.12)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir